BOTILINIUM TOKSİN UYGULAMASI
Botulunium toksini, clostridium botulinum isimli bir bakteriden elde edilen bir proteindir. Etkisini kasların hareketini engelleyerek göstermektedir. Bu etki geçicidir. Uzun zamandır göz hastalıkları ve nöroloji dallarında kullanılan bu madde kozmetolojide mimik kaslarına bağlı kırışıklıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Uygun mimik kasına uygulanan ilaç 3-6 ay boyunca o kas bölgesinde kasılmayı engellemekte ve böylece üzerinde oluşan kırışıklığın açılmasını sağlamaktadır. 3-6 ay sonra kırışıklık eski haline döner. Bu durumda ilacı tekrarlamak gerekir. Botilinium toksini en iyi göz çevresi ve alındaki kırışıklıklarda kullanılmaktadır. Daha az sıklıkla dudak üzerindeki sigara çizgilerinde kullanılmaktadır. Bir diğer kullanım alanı ise koltuk altı, el ve ayaklardaki aşırı terlemelerdir. Botilinium toksini uygulanacak alan antiseptik solusyon ile temizlendikten sonra uyuşturucu krem uygulanır. Hastanın daha önce belirlenen mimik kaslarına özel çok ince iğnelerle bir kaç noktadan uygun miktarlarda toksin uygulanır. Uygulama 15-20 dakika sürer. Uygulamadan sonra kişi işine hemen devam edebilir. Uygulamadan sonra kişinin 4 saat boyunca yatmaması, çok sıcak ve çok soğuk suyla temas etmemesi önerilir. Botulinium uygulaması için yaş sınırlaması yoktur. Bazı genç insanlarda kaş arasında erken dönemde kırışıklıklar oluşabilir. Botulinium toksini hamilelere, emziren annelere, bazı kan ve kas hastalıkları olan kişilere uygulanmaz. Botilinium toksinin etkisi 3-7 gün sonra başlar. İki haftada etkisi tamamlanır. Üç-6. aylarda da etkisi sonlanır. Uygulamaların sayısı arttıkça etki süresi uzar. Uygulamadan sonra iğne alanlarında kızarıklık, şişlik, kanama ve ufak morarmalar görülebilir. Nadiren göz kapağında düşüklük (pitoz) görülebilse de bu yan etki sıklıkla geçicidir. Hasta bir kez botulinium toksini uygulaması yapıldıktan sonra bu uygulamaya devam etmek zorunda değildir, ama uygulamanın devam etmesi halinde uygulama sonuçları daha iyi olacak ve uygulanmaların arasındaki süre artacaktır.
DOLGU UYGULAMALARI
Genç ciltte kollagen, elastin ve hyaluronik asit miktarı fazla, dizilimleri düzgündür. Cilt yaşlandıkça kollagen ve elastin lif sayısı azalır, dizilimleri bozulur. Yağ dokusu ve hyaluronik asitin azalmasına bağlı olarak kırışıklıklar ve sarkmalar meydana gelir. Hyaluronik asidin azalması sonucu ciltte nem kaybı oluşur ve elastikiyet azalır. Kaybedilen bu yapıların yerine konması için dolgu uygulamaları yapılır. Modern dolgu malzemelerinin içinde hyaluronik asit bulunur. Laboratuar şartlarında elde edilmiş ve yapısı kuvvetlendirilmiştir. Hayvansal kaynaklı değildir. Zaten vücudumuzda bulunan bir madde olduğu için allerji riski çok azdır. Test yapmak genelde gerekmez. dolgu malzemesi olarak vücuda verilen hyaluronik asit su ile birleşerek nemi artırır ve gerginlik, dolgunluk sağlar. küçük parçacıklı olan dolgular daha ince yerlerde kullanılırken, daha büyük parçacıklı olanlar daha yoğun dolgu gereken yerlerde kullanılır. Dolgu malzemeleri en sık: nazolabial sulkuslar (ağızın her iki yanından burun kenarlarına uzanan oluklar), iki kaş arasındaki çizgiler, yanak ve elmacık kemiklerinin üstünün doldurulması ve dudak şekillendirmede kullanılır. İnjeksiyondan 15 dakika önce lokal anestezik krem uygulanır. İnce bir iğneyle hyalüronik asit jeli düzeltilecek alana enjekte edilir. Jel kırışıkların altını doldurur. İşlem 20- 30 dakika kadar sürer. Sonucu hemen görürsünüz. dolgu malzemesinin kalıcılığı kullanılan malzemeye ve uygulma yerine göre değişir. Öğle tatilinde uygulama yapılıp günlük hayata devam edilebilir. Uygulamadan hemen sonra çok sıcak ve çok soğuğa maruz kalınmaması önerilir. Dolgu malzemeleri gebelere, emzirenlere, aktif enfeksiyon geçirenlere, allerji öyküsü olup immünosupresan tedavi alanlara yapılmaz.
PRP UYGULAMASI
Kişinin kendi kanını alınıp santrifüj edildikten sonra ayrıştırılan trombositten zengin kısmın gerekli yere uygulanmasıdır. Cilt gençleştirme, leke tedavisi, saç tedavisinde kullanılabildiği gibi diğer tıp alanlarında da artan sıklıkla kullanılmaktadır. Kişinin kendi kanı uyguladığı için enfeksiyon veya bulaşıcı hastalık bulaşma imkanı yoktur. 3 hafta arayla 3 seans olacak şekilde planlanır. Senede bir tekrar edilmesi önerilir. Diğer yöntemlerle kombine edilebilir.
MEDİKAL CİLT BAKIMI
Dermatolojik ürünlerle yapılan medikal cilt bakımı ile cilt daha parlak ve sağlıklı bir görünüme kavuşur.
SAÇ MEZOTERAPİSİ
Özel hazırlanmış, saçlı derinin beslenmesi için gerekli olan maddelerin saçlı deri cildine uygulanması işlemidir. Uygulama için dermaroller kullanılır. Prp ile kombine edilebilir. 10 seans şeklinde planlanır. Hastanın evde kendi başına uygulayacağı şampuan ve serumlar da tedaviye eklenir. Saç ekiminden önce veya sonra da yapılabilir.
CİLT MEZOTERAPİSİ
Özel hazırlanmış karışımlarla cilt gençleştirilir, küçük kırışıklıklar düzeltilir. Leke tedavisi yapılabilir. Karışım dermapen yöntemiyle veya deri içine enjeksiyon şeklinde uygulanabilir. Şikayetre göre tedavi seansları ve sıklığı değişir. Ağrısız bir işlemdir. Tedavi şikayete göre değişiklik gösterir. Gözaltı morluklarnın ve gözaltı torbalarının giderilmesinde farklı mezoterapi yöntemleriyle güzel sonuçlar elde edilmektedir.
PEELİNG
Cildin üst tabakasının soyularak cildin yenilenmesi işlemidir. Doktor tarafından uygulanması gereken bir işlemdir.
LAZER EPİLASYON
Şaç folkülleri vücutta 3 fazdan birinde bulunurlar. Aktif büyüme fazı (anagen), regresyon veya gerileme fazı (katagen), dinlenme fazı (telogen). Vücut bölgesine göre kılların anagen ve telogen fazda olma oranları ve anagen fazda kalma süreleri farklılıklar gösterir. Saçlı deride anagen fazdaki kıl folikulu oranı %85 iken, bu oran yüzde %56-76, ekstremitelerde ise %42-51 civarındadır. Saçlı deride anagen fazın süresi 1 kaç yıl iken vücudun diğer bölgelerinde bu süre 4 ile 10 ay arasında değişmektedir. Teorik olarak lazer epilasyon cihazları, tüm kıl büyüme fazlarından anagen (büyüme) fazında olanları etkiler. Lazerin çalışma prensibi selektif termolizdir. Lazer ışığı pigmente yani koyu renkli kısmı hedef alır ve orada yanık oluşturur. Bir epilasyon senasında tüm kıl folikülleri anagen fazda olamayacağı için seanslar halinde yapılması gerekmektedir Deri yüzeyindeki pigment ile olan etkileşim nedeniyle lazer epilasyon için en uygun bireyler açık ten rengine sahip, kılları siyah ve kalın olan bireylerdir. Bronzlaşmış bir tene lazer epilasyon uygulaması yapmaktan kaçınılmalı, ya da tedavi parametreleri bronz tene uygun şekilde yeniden ayarlanmalıdır. Lazer epilasyon ağarmış olan beyaz kıllarda etkisizdir. Benzer şekilde sarı, kızıl, açık kahverengi kıl rengi ve kılların ince olması da lazer epilasyon etkinliğini düşürmektedir. Seans aralıklarının 4-8 hafta olması uygundur. Epilasyon için farklı dalga boylarında lazerler kullanılmaktadır. Ruby (694 nm), Alexandrite (755 nm), Diod (810 nm), Nd:YAG (1064 nm) lazer epilasyonda kullanılan dalga boylarıdır. Diod (800-810 nm) lazerler de lazer epilasyonda çok sık kullanılan cihazlardır. Diod lazer epilasyon uygulaması deri fototipi I-V bireyler için güvenlidir. Diod lazerin 9 mm spot genişliği, 5-30 milisaniye vuru suresi ve 15-40 Joule/cm2 dozda kullanıldığı bir calışmada 4 seans uygulamadan 1 yıl sonra kıllarda tedavi oncesine gore %84 azalma tespit edilmiştir. Uygulamadan sonraki 1-3 hafta içerisinde uygulama yapılan alandaki kılların tama yakınının dökülmesi beklenmektedir. Ancak dökülen kılların her seansta kabaca %15-35’i uzun sureli olarak veya kalıcı olarak dökülmektedir. Üstelik ilk 15 gün içinde uygulama yapılan kıllar henüz dökülmeden önce bir miktar daha uzamaya devam edebilmektedirler. Uygulama sırasında ortaya cıkan perifoliküler eritem ve ödem (kızarıklık ve şişlikler) yaklaşık 2 gün-1 hafta kadar devam ederek kaybolmaktadır. Günümüzde lazer epilasyon uygulamasına başvuran insanların yaklaşık %35-40 ı erkek hastalardır. Sıklıkla sakal üstü bölgesi, kaş arası, ense, boyun, kol, koltuk altı, omuz, sırt, göğüs ve bacak bölgelerindeki kıllar için lazer epilasyon uygulamasına başvuran erkek hastaların, genel anlamda sert ve daha koyu renkte kıl yapısına bağlı olarak lazer epilasyon başarısının kadınlara göre daha avantajlı oldukları söylenmekle birlikte, klinik gözlemlerde testosteron açısından aktif erkek hastaların, kadın hastalara göre lazer epilasyon başarısının daha düşük olduğu düşünülmektedir. Özellikle erkeklerde sırt ve ense bölgesindeki lazer epilasyon uygulamaları lazer epilasyon açısından dirençli bölgeler olarak kabul edilmekte ve daha fazla seans ve atım sayısına ihtiyaç duyulabilmektedir. Kesin bir çalışma olmadığı için hamilelik esnasında lazer epilasyon önerilmemektedir. Hastaya uygun tedavi planı oluşturulduğunda komplikasyon riski çok azdır. Nadiren ufak yanıklar ve pigment değişiklikleri görülebilir. Genelde bu şikayetler geçicidir.
DÖVME SİLME
Uygun dalga boyundaki özel lazerler ile yapılır. Her dövme bu işlem için uygun değildir.